Mutlu Hukuk Bürosu

ONUR KIRICI DAVRANIŞ NEDENİ İLE BOŞANMA

blog-post

Yayınlayan : Mutlu Hukuk Bürosu

Keywords: ONUR KIRICI DAVRANIŞ NEDENİ İLE BOŞANMA,

0

ONUR KIRICI DAVRANIŞ NEDENİ İLE BOŞANMA

Mutlak ve özel boşanma sebeplerinden olan onur kırıcı davranış sebebi ile boşanma TMK 162. maddesinde düzenlenmiştir: ‘‘Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’

Onur kırıcı davranış, eşlerden herhangi birinin diğer eşin onur ve itibarına yönelik söylediği ağır nitelikteki söz ve davranışlar olarak tanımlanabilecektir. Onur kırıcı davranış genellikle karı veya kocadan herhangi birinin diğer eşin manevi varlığına yöneltmiş olduğu saldırılardır.[1] Onur kırıcı davranışın sadece bir saygısızlık içermesi yeterli değildir. Aynı zamanda gerçekleşen bu onur kırıcı davranış, maruz kalan eşin namus ve şerefini incitici ve ihlal edici yoğunluk ve nitelikte bulunmalıdır.[2] Onur kırıcı davranış diğer eşe karşı sadece aşağılayıcı sözler söyleme, hakaret etme, aile içi meseleleri yayma gibi sözle değil, hakaret mektupları yollamak gibi yazı yoluyla da işlenebilecektir.[3] Bir eşin eşine “sen anlamazsın, bilmezsin, kültürsüzsün” demesi, “insan mısın, adam mısın” demesi, fotoğraflarda güzel çıkmadığının söylenmesi, “seni sevdiğim için değil, maaşın için evlendim” demesi, "Senin Allah'ını kitabını sinkaf ederim”, "Senin Allah belanı versin" denmesi, “eski eşine geri dön de seni tekrar boynuzlasın” şeklinde sözlerle hakaret etmesi, zina isnadında bulunması da diğer eş açısından ağır derecede onur kırıcı davranış teşkil etmektedir.[4] Onur kırıcı davranış, sözlü olabilmesinin dışında onur kırıcı fiiller şeklinde de gerçekleşebilmektedir. Eşlerden birinin başkaları yanında diğer eşin onurunu kırıcı küçük düşürücü hareketleri de bu kapsamda yer alacaktır. Eşin diğer eşin koluna vurması, saçını çekmesi, eşine karşı “ahlaksız, içkici” sözlerle kötülemesi onur kırıcı davranış sayılmaktadır.[5] Eşin diğer eşe karşı onur kırıcı davranış eylemi, mesaj atmak sureti ile de gerçekleşebilecektir. Eşine karşı “sen erkek misin, sen aynaya bakmıyor musun, kendini görmüyor musun, kuş beyinli, salak ve gerizekalı” demesi de onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma sebebi teşkil etmektedir.[6] Eşin diğer eşe karşı fiziksel şiddet uygulaması[7], küfür ve hakaretlerde bulunarak aşağılaması[8], eşin diğer eşe fiziksel şiddet uygulaması nedeni ile eşin kulak arkasında yırtılma oluşması[9] da Yargıtay tarafından onur kırıcı davranış olarak nitelendirilmektedir.

Eşlerden herhangi birinin diğer eşin kışkırtması sonucu öfke anında veya kıskançlık halinde karşı tepki olarak gerçekleştirilen bir eylem ya da hakarette, kusur unsuru ortadan kalkabilir veya hafifleyebilir. Bu gibi durumlar TMK m. 162 hükmü kapsamında boşanma kararı vermeye yeterli değildir.[10] Eşlerden birinin diğerine gösterdiği tepki, eleştiri ve şaka amaçlı, eşe takılma amaçlı söylenen sözler veya abartı dozu aşılmış benzetmeler her zaman onur kırıcı davranış sayılmayabilir. Buradaki kastın varlığı da her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir.[11] Eşlerden birinin zihninde hakaret amacı taşımayan sözleri hakaret gibi onur kırıcı davranış şeklinde algılanmışsa, bu durumda ağır surette onur kırıcı davranış gerçekleşmeyecektir.     

TMK m. 162’de onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma davasının açılamayacağı haller; hak düşürücü dava açma sürelerinin geçmiş olması ve eşin diğer eşi affetmiş olması şeklinde düzenlenmiştir. Kendisine onur kırıcı davranışta bulunulan eş, boşanmak istiyorsa onur kırıcı davranışın gerçekleştiğini öğrenmesinden itibaren altı ay ve her hâlde onur kırıcı davranış eyleminin gerçekleşmesinden itibaren beş yıl içinde boşanma davası açmak zorundadır. Bu süreler zarfında dava açılmazsa dava hakkı ortadan kalkacaktır. Onur kırıcı davranışa maruz kalan eş, affettiğini beyan ettiğinde veya davranışlarıyla belli ettiğinde dava hakkından vazgeçerek gerçekleşen pek kötü davranış olayının kendisi için evlilik birliğinin çekilmez hale getirmediğini kabul etmektedir.[12] Ceza mahkemelerinde açılmış bir hakaret davasından vazgeçme, TMK kapsamında da buna maruz kalan eşin, diğer eşi affettiğine bir karine teşkil etmeyecektir.[13] Kanunumuzda da affeden eşin dava hakkının bulunmadığı belirtilmiştir. Son halde eşini affeden tarafın affa konu eylemlere dayalı olarak boşanma davası açma imkânı bulunmamaktadır.

                                                                                                              Av. Fadime TOPÇU EKİNCİ

[1] AKYASAN BİRSEN, Gönül, “4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesinde Düzenlenen Boşanma Sebeplerinden; Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış”, Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.4, S.8, İstanbul 2018, s.11.

[2] TEKİNAY, Selahattin Sulhi, Türk Aile Hukuku, 7.baskı, İstanbul 1990, s.209.

[3] CANARSLAN, Gökçe, “Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranışın, Genel Boşanma Sebepleriyle İlişkisi”, IJSHS, 2017, C.1, S.2, s.100.

[4] ÖZER, Safiye Vasviye, s.58.

[5] T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 T. 20.6.2019, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 01.04.2023.

[6] T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi E. 2018/196 K. 2019/929 T. 12.2.2019, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 01.04.2023.

[7] T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi E. 2022/594 K. 2022/3186 T. 4.4.2022, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 01.04.2023.

[8] T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi E. 2021/9935 K. 2022/185 T. 18.1.2022, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 01.04.2023.

[9] T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi E. 2019/870 K. 2020/415 T. 28.1.2020, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 01.04.2023.

[10] AKYASAN BİRSEN, Gönül, s.12.

[11] TUTUMLU, Mehmet Akif, s.128.

[12] ÖZER, Safiye Vasviye, s.41.

[13] GENÇCAN, Ömer Uğur, Boşanma, s.234.     

Bu Makaleyi Paylaş :